Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Başkanlığı tarafından dün belediye binası önünde bir basın açıklaması gerçekleştirilmiş, söz konusu açıklamada bazı işçilerin görev yerlerinin değiştirilmesine tepki gösterilmişti.
Bunun üzerine Kırklareli Belediye Başkanı Derya Bulut’tan “Kenti için değil kendi için mücadele edenlere cevaben” başlığında yazılı bir açıklama geldi.
“Halkımızın Aklıyla Alay Ediliyor”
Bulut; “Bugün, "keyfi, haksız, intikamcı" gibi talihsiz ifadelerle süslenen ve halkımızı istismar etmeyi amaçlayan açıklamalarla karşı karşıya kaldık.
Ne yazık ki bu ifadeler, halkımızın aklıyla alay edercesine, gerçekleri ters yüz etme çabasından başka bir şey değildir.
Öncelikle bundan yaklaşık 8 ay önce kendisine 3 beden büyük gelen bir gömleği alelacele üzerine geçirip yalan diliyle, partili - partisiz herkesi birbirine düşürmeye çalışan zata birkaç sözüm olacak” diyerek sözlerine başladı.
“350 Milyon TL Değil, 1 Milyar Borçla Devraldık”
Başkan Bulut ifadelerine şöyle devam etti;
“Henüz o gömleğin ağırlığını taşıyamayan; siyasi ikbalinin reklamı için gerçekleri eğip bükmeye, yalanlara sarılmaya kalkan, kendi partisinin belediye meclis üyelerini bile halkımızın önüne atan, kişisel hırsları uğruna Kırklareli'nin geleceğinden çalmayı kendine hak gören bu şahıs, iyi dinlesin:
Kırklareli Belediyesi'ni 1 milyar 29 milyon TL borçla devraldık. Evet, 1.029.000.000 TL!
Zat-ı muhteremin yalan diliyle iddia ettiği gibi 350 milyon TL değil!
“Siyasi Hırsınız Gözünüzü Görmez, Kulağınızı Duymaz Eyledi”
Belediyemize bağlı şirketin borcuysa devraldığımızda 320 milyon TL idi. Ne yazık ki bugün bu borç 840 milyon TL'ye ulaşmıştır. Bu artışın temel sebebi ise geçmiş dönemin enkazının bize yüklediği personel giderleri ve bu giderlerin oluşturduğu faiz yüküdür.
Bu gerçekleri de 27 Temmuz 2024 tarihinde, tüm detaylarıyla kamuoyuna ve basına açık açık duyurduk. Kaldı ki bu borcun oluştuğu şirketi yönetenler, hala bizden önceki yönetimin yani Cumhuriyet Halk Partisi'nin atadığı isimlerdir.
Şirketin yönetiminde hali hazırda belediye meclis üyemiz de olan Sayın Adem Sevim vardır. Şirketimizin Genel Müdürü yine sizin atadığınız Sayın İbrahim Özkök, avukatı sizin atadığınız Sayın Volkan Kazan, mali müşaviri de yine sizin atadığınız Sayın Bora Zengin'dir.
Hadi bizi yalan söylemekle itham ediyorsunuz; gerçekleri bizzat CHP yönetimi tarafından atanan bu arkadaşlarımızdan da mı öğrenemediniz?
Hiç mi konuşmadınız, hiç mi sormadınız? Tabii ki sordunuz, tabii ki öğrendiniz. Ancak siyasi ikbal hırsınız gözünüzü görmez, kulağınızı duymaz eyledi.”
“Teftiş Talebinde Bulunacağız”
Söz konusu borcun tüm detaylarıyla ortaya çıkması için teftiş talebinde bulunacaklarını kaydeden Derya Bulut; “Kör olan gözünüz görsün, sağır olan kulağınız duysun ki bu borç bizden önceki yönetimin eseridir.
Onlardan kalan yükü sırtlanan biziz! Ayrıca bu borcun sorumlularının tüm gerçekliğiyle ortaya çıkması amacıyla özel teftiş talebinde bulunacağımı da tüm kamuoyuna belirtmek isterim” ifadelerine yer verdi.
“Hata Etmişim”
Başkan Bulut CHP’ye yönelik açıklamalarına şöyle devam etti;
“Kırklareli halkının aklıyla alay etmeyin. Kendinize paye çıkarmak uğruna gerçekleri çarpıtmayı bırakın.
Çünkü bu millet kimin dertle, kimin reklamla meşgul olduğunu çok iyi biliyor. Ancak tüm bu olup bitenlerin ardından açık yüreklilikle söylüyorum: Bir konuda hata etmişim.
Ben, bu şehre olan saygımdan; seçim döneminde ortaya çıkan kırgınlık ve küskünlüklerin daha da uzamaması adına bu ağır enkazı afişe etmedim. Enerjimi böyle boş işlerle harcamak istemedim. Bu sebeple sokak sokak gezip borç pankartı astırmadım.
Ama bugün görüyorum ki; bu sağduyum, ne yazık ki art niyetli birkaç kişi tarafından istismar ediliyor.
Evet, biz birilerinin bu seviyeye düşebileceklerini öngöremedik. Bu yüzden de büyük bir yanlış yaptık.
Şimdi açıkça söylüyorum:
Bu büyük borcu baştan afişe etmediğim için, siz Kırklarelililerden özür diliyorum.
Ama bundan sonra hiçbir yalanın, hiçbir çarpıtmanın cevapsız kalmayacağını herkes bilsin. Bu şehirde dürüstlük ve hakikat, eninde sonunda kazanacaktır. Ayrıca şunu da ifade etmek isterim ki seçim döneminde verdiğimiz her sözün arkasındayız.
"Kimseyi işten çıkarmayacağız" dedik ve keyfi çıkartmadık da.
Ama kimseye de "çalışmadan maaş alacaksınız" da demedik! Çalışanın başımızın üstünde yeri var; ancak hakkıyla çalışmayanın da bu belediyede artık yeri yok.
Sahi, geçmiş dönemin CHP'li yönetiminin yaptığı gibi CHP'li çalışanları keyfi davranarak işten çıkarmadık. Sorarım size; eski belediye başkanı kendi partisine mensup çalışanlarını işten çıkarttığında nerelerdeydiniz, niye belediyenin önünde basın açıklaması yapma gereği duymadınız?
O gün işten çıkarılan partililerinizin arkasında neden durmadınız?
“Artık İyi Niyet Yok, Taviz Yok”
Ne yazık ki bugün, yaklaşık 1,5 yıldır iyi niyetle yürüttüğümüz bu sürecin; gelecekte siyasetin tozlu raflarında bile yer bulamayacak bir kifayetsiz muhteris ve onun etrafına kümelenmiş birkaç kişinin hezeyanlarıyla baltalanmaya çalışıldığını görüyoruz.
Ve kanaatim şudur: Bugüne kadar sergilediğimiz her iyi niyet, bu kente ihanete dönüştürülmek isteniyor.
Bu saatten sonra iyi niyet yoktur, taviz yoktur. Şahit olduk, hep birlikte gördük. Geçmişte siyasi ikbal kaygısıyla bu şehrin önü nasıl kesildiyse, bugün de aynı zihniyet farklı figüranlarıyla devrede.
Ama artık bu oyunu bozan, bu tiyatroyu sahneden indiren bir irade var. Kırklareli'nin geleceğini, üç beş kişinin ihtirasına teslim etmeyeceğiz.
Bu şehri, hak ettiği yere getirmek için bedeli ne olursa olsun mücadelemizi sürdüreceğiz.
“Sizin Yirmi Yılda Yapamadıklarınızı Biz Bir Buçuk Yılda Yaptık”
Şunun da çok iyi anlaşılmasını istiyoruz; Bizim aylardır ısrarla anlatmaya çalıştığımız mesele; belediye meclis üyelerimizin, kendi siyasi geleceğini kurgulama peşinde olan birtakım şahısların kurduğu baskıdan kurtarılmasıydı.
Amacımız ne kişisel ne partisel bir hesap. Tek derdimiz, meclis üyelerimizin sağduyuyla, özgür iradeleriyle, sadece Kırklareli halkının yararına karar alabilmelerini sağlamaktı.
Biz kimseyi toptancı bir anlayışla değerlendirmiyoruz. Elbette ki Cumhuriyet Halk Partisi'nin tüm belediye meclis üyelerini de aynı kefeye koymuyoruz.
Ancak bugün beni en çok üzen şey; yapılan içi boş açıklamalardan ziyade, belediyemizi 1 Milyar 29 Milyon TL borçla devraldığımızı gayet iyi bilmelerine rağmen, bazı belediye meclis üyelerimizin rakamın 350 Milyon TL olarak çarpıtıldığı bir ortamda, bu yalana sessiz kalmaları ve yalanın parçası olmalarıdır.
Sevindirici olan şu ki gerçekten vicdanıyla hareket eden ve Kırklareli'mizin hakkını, hukukunu gözeten meclis üyelerimiz de var.
Yalanla, iftirayla, boş konuşarak nafile hesaplar içinde olan şovmenlere, siyasette yer edinmenin yolunu halkı kandırmakta, gerçekleri çarpıtmakta arayanlara, Kırklareli'nin alın teri üzerinden kendi adını parlatmaya çalışanlara söyleyeceğim tek şey şudur:
Sizin yirmi yılda yapamadıklarınızı biz bir buçuk yılda yaptık. Ve daha fazlasını da yapacağız. Ne yaptığımızı da, ne yapacağımızı da bu halk görüyor, görecek.
Bir buçuk yılda hayata geçirdiklerimiz, önümüzdeki 3 buçuk yılda neler başarabileceğimizin en güçlü kanıtıdır. Çünkü biz boş laf değil, iş üretiyoruz, üreteceğiz.
“Sizin Dediğiniz Değil, Halkın Dediği Olacak!”
Ve herkes bilsin: 2024'te nasıl halkın iradesi sandığa yansıdıysa, 2029'da da yine halk konuşacak, yine halk karar verecek.
Sizin dediğiniz değil, halkın dediği olacak!
Çünkü Kırklareli Belediyesi, hiç kimsenin kişisel çıkarı için kurulmuş bir kurum değildir.
Bu nedenle, artık Kırklareli Belediyesi; birkaç meclis üyesinin yakınları için bir istihdam alanı, bazı ailelerin menfaat kapısı, küçük bir zümrenin egolarını tatmin edeceği bir oyun alanı ya da kendilerini daha şimdiden belediye başkan adayı yahut milletvekili adayı olarak görenlerin kendi hırslarını tatmin edebilecekleri bir yer olmayacaktır.
Kırklareli Belediyesi, tüm halkın ihtiyaçlarını önceleyen ve toplumun ortak menfaatlerini gözeten bir yönetim anlayışıyla yoluna devam edecektir.
Biz, belediyeyi üç beş kişinin, üç beş ailenin, birkaç meclis üyesinin rant ve güç alanı olmaktan çıkarma iradesini ortaya koyduk. Kırklareli Belediyesi'ni, alışılageldiği üzere kendilerinin ya da kendi yakınlarının menfaatleri doğrultusunda yönetmeye çalışanlara inat, bu güzel kentin tamamına eşit ve adil şekilde hizmet eden bir anlayışla yönetmeye devam edeceğiz.
Mensubu oldukları siyasi partileri bir kalkan gibi kullanarak aslında kendi bireysel çıkarlarını muhafaza etmeye çalışanlara, belediyeyi siyasi ikballerinin kapısı görenlere artık bu yapıda yer olmayacak.
Belediye makamları, kimsenin aile saadetini tesis edeceği makamlar da değildir. Bu makamlar, halkın ortak refahını ve kentin geleceğini inşa etmek içindir.
Bugün "keyfiyet" diyerek çamur atanlar, dün bu kentin faydasına olacak her kararın reddedilmesine sebep olanlardır.
Bugün "haksızlık" diyerek sahneye çıkanlar, dün kendi partilileri haksızlığa uğradığında sessizliğe bürünenlerdir.
Bugün "intikam" diyerek feryat edenler, belediye başkanının elini kolunu bağlamak için meclis kürsüsünü işlevsizleştiren, kente yapılacak yatırımlara "hayır" dedirterek zaman kaybettirenlerdir.
Biz intikamla değil, adaletle hareket ediyoruz. Biz keyfiyetle değil, şeffaflıkla hareket ediyoruz.
Ve en önemlisi; biz birilerinin keyfini kaçırmak pahasına da olsa bu şehri hak ettiği dürüstlük, liyakat ve eşitlikle buluşturmak için görevimizin başındayız.
“Geri Adım Atan Namerttir!”
Şu asla unutulmamalıdır ki;
"Kırklareli birilerinin eşinden, kardeşinden, kızından, gelininden, yeğeninden ve benden daha değerlidir."
Şunu da belirtmek isterim: Güzel Kırklareli'miz için, alnının teriyle çalışan, emeğiyle işinin başında olan, iş etiğini iyi kavramış hiçbir çalışma arkadaşım asla endişelenmesin.
Onlar bizim göz bebeğimizdir. Halkımıza söz verdik. "Bu belediyeyi küçük çıkar gruplarının elinden alıp, 91 bin Kırklarelilinin belediyesi yapacağız” dedik. Bu sözümüzün arkasındayız.
Halkımız müsterih olsun.
Çıkar grupları ne yaparsa yapsın, biz birkaç kişinin değil tüm halkımızın hakkını korumaya sonuna kadar devam edeceğiz. Bugüne kadar hak ettiğiniz ama alamadığınız hizmetlere kavuşmanız için durmadan çalışacağız ve emin olunuz ki başaracağız, başaracağız, başaracağız!
Söz konusu Kırklareli ise geri adım atan namerttir!”