Özellikle yaz sıcaklarından bunalan vatandaşlar akşam saatlerinde burayı tercih ediyor. Ancak sabah manzarası keyiften çok utanç veriyor.
Çöp kutuları yerinde duruyor ama çöpler genellikle onların yanında. Poşetler, çekirdek kabukları, içecek şişeleri ve daha fazlası yeşil alanları kirletiyor. Bazı çöpler sadece bir metre ötedeki kutuya atılmayacak kadar "önemsiz" görülüyor.
Bu durum yalnızca çevre temizliği değil, kamusal bilinç eksikliği açısından da düşündürücü. Bu durum yalnızca çevresel değil, aynı zamanda sosyolojik bir sorunu da gözler önüne seriyor: Kamusal alanın sahiplenilmemesi ve ortak yaşam bilincinin zayıflığı.
“Yeşil alan herkesin ama kimsenin değil,” diyen sosyologlar, bu tablonun kültürel bir sorun olduğunu belirtiyor. Temizlik görevlilerinin değil, vatandaşın da bu alanlardan sorumlu olduğunu hatırlatıyor.
Doğanın ortasında bir çöp yığını, aslında bize aynayı tutuyor: Yaşadığımız yeri ne kadar önemsiyoruz?
