Kırklareli'nde STK’ların katılımıyla Gazze'ye destek yürüyüşü gerçekleştirildi. Kırklareli Filistin Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen yürüyüşe; Kırklareli Valisi Uğur Turan, AK Parti İl Başkanı Yunus Ercan Dağtaş, Cihannüma İl Başkanı Hikmet Yıldırım, siyasiler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldılar.
Karagöz Parkı önünde toplanan kalabalık daha sonra ellerinde bayrak ve dövizlerle, tekbirler sloganlar atarak, Cumhuriyet Meydanı, Fevzi Çakmak Bulvarı, Özgürlük ve Demokrasi Meydanı ile İstasyon Caddesi üzerinden yürüyerek Tren Garı önünde bir araya geldiler.
Daha sonra Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program basın açıklamasının okunması ile devam etti. Grup adına basın açıklamasını okuyan Kadir Metin Akbaş şunları kaydetti;
“Bugün burada attığımız her adım, yalnızca bir yürüyüş değil; insanlığın unutmaya meylettiği adalet, merhamet ve sorumluluk kavramlarının yeniden hatırlanmasıdır. Gazze; açlığın, kuşatmanın, bombardımanın yanında, sabrın, direnişin ve onurun adı olmuştur. Gazze, her birimize rehberlik etmiştir. Bugün, Gazze’ye destek verdiğimizi, tüm dünyaya ilan etmek için burada toplandık.
Yeryüzünde zulmün karşısında susan diller, vicdanlarını da susturur. Oysa biz susmayacağız! Dünyanın güçlüleri, Gazze’deki sessiz çığlıkların üzerinden pazarlıklar yürütürken; biz, buradan, Kırklareli’nden tüm dünyaya sesleniyoruz: “Gazze, pazarlık konusu değil, insanlık meselesidir. Filistin, haritada bir yer değil, inancın sınandığı bir meydandır.”
Kıymetli Kırklareliler; gözlerimizin önünde, acı bir soykırım yaşandı. Savunmasız bir halk, en gelişmiş füzelerle, bombalarla, silahlarla katledildi. Tüm dünyadan tecrit edilmiş bir halk; açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla, bombalar altında yaşam mücadelesi verdi. Gazzeli çocuklar, 2 yıl boyunca her gece, bombalar altında uyumaya çalıştı. Anneler, sabaha çıkar mıyız endişesiyle dakikaları saydı.
Resmi rakamlara göre 20 bini çocuk, 12 bini kadın olmak üzere 70 binden fazla insan, hayatını kaybetti. Bu rakamlara, füzelerle bombalanan binaların enkazında kalıp çıkarılamayan cenazeler dâhil değil. Bu rakamlara İsrail askerleri tarafından kaçırılıp, nereye götürüldüğü bilinmeyenler dâhil değil.
Birleşmiş Milletler uzmanlarına göre Gazze’de hayatını kaybedenlerin sayısı 700 bin civarında… Dile kolay, 700 bin can gitti. Anneler, babalar, kardeşler, evlatlar, gözbebekleri, ruhumun ruhu diye sevilen torunlar gitti…
2 Yılı bulan yoğun bir savaş, nihayet varılan anlaşma ile durmuş oldu. Biliyoruz ki, bu bir nihai barış anlaşması değil. Ancak bu kısa ara bile Gazzelilerin nefes almasına yetti. Gece gündüz dur durak bilmeyen bombardımanlardan sonra bombasız, silahsız, ateşsiz bir güne uyanmak paha biçilemezdi. Dünyanın en gelişmiş silahlarıyla donanmış, acımasız, gözü dönmüş işgal ordusuna karşı mücadele vermek kolay değildi. Ancak direndiler, yılmadılar ve “geceye yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır” diyen şairin sözüne mazhar oldular. Savaş boyunca duruşlarına âşık olduğumuz Gazzeliler, ateşkes sonrasında bir kez daha kendilerine hayran bıraktılar bizi. Tevekkül, samimiyet, dirayet, sabır ve imandan müteşekkil bu insanlar, her hareketleriyle dünyaya esaslı bir mesaj verdiler. Bu mesajı verenlerden biri olan Yahya Sinvar’ın bugün şehadet yıldönümü. Ey büyük komutan! Şehadetin kutlu olsun.
Gazze; sadece bir şehir değil, tarihin vicdanında açılmış derin bir yaradır. Yıllardır ambargo altında yaşamak zorunda bırakılan bu halk, yine dünyaya insanlık dersi vermektedir. Hayatta kalan her Gazzeli, bize şöyle seslenmekteler: “Biz ölsek de teslim olmayacağız; peki sizler hangi taraftasınız?”
Bizler, bu sorunun muhatapları bugün buradan, Gazzelilere cevap veriyoruz ve tüm dünyaya ilan ediyoruz: “Biz, zalimin değil, mazlumun yanındayız! Biz, İsrail’in değil Filistin’in yanındayız! Biz, güçlünün değil, haklının tarafındayız! Biz, Gazzeli çocukların, gözü yaşlı annelerin, zulme direnen bir halkın yanındayız” Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç’in dediği gibi: Tarihi Allah yazar, biz sadece nerede duracağımıza karar veririz!
Bugün burada, sadece Gazze’yi değil, kendi insanlığımızı savunuyoruz. Çünkü Filistin’in kaderi, yalnızca Filistinlilerin değil; kalbinde zerrece merhamet taşıyan herkesin kaderidir. Biliyoruz ki bu savaş 7 Ekim’de başlamadı. Bu işgal, bu katliam, bu zulüm, 100 yıldır aralıksız devam ediyor tüm Filistin’de.
Çok değil, daha 100 yıl önce anavatana bağlı olan bir yerde yaşanıyor her şey… Daha 100 yıl önce, ay yıldızlı al bayrağın dalgalandığı bir yerde yaşanıyor bu zulüm. Bizim için İstanbul kadar, Ankara kadar, Konya kadar, Trabzon kadar, Elazığ kadar, Diyarbakır kadar aziz olan, bizim olan bir şehirde yaşanıyor bu soykırım… Buradan uluslararası topluma, dünya devletlerine ve insan haklarını korumakla görevli kurumlara sesleniyoruz:
-Çocukların öldüğü, kadınların hedef olduğu hiçbir savaş, meşru değildir.
-Gazze’ye uygulanan abluka, insanlık suçudur.
-Filistin halkının direnme hakkı, meşru bir haktır.
-İsrail, Ortadoğu’ya çöreklenmiş eli kanlı bir terör örgütüdür.
Bizler, Kudüs’ün, Gazze’nin, El Halil’in, Yafa’nın, Hayfa’nın, Ramallah’ın, Nablus’un ve diğer bütün Filistin şehirlerinin bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz!
Ey Gazze’nin yiğit çocukları… Belki isimlerinizi bilmiyoruz. Belki yüzlerinizi hiç görmedik.
Ama biliyoruz ki sizler Siyonizm’in korkulu rüyasısınız. Biliyoruz ki sizler Tel Aviv’in, Waşington’un, Berlin’in, Londra’nın tüm zulüm destekçisi başkentlerin korkulu rüyasısınız. Sizler, bizim kahramanlarımızsınız! Sizlere Türkiye’den, Kırklareli’nden yüreğimizi, sesimizi, duamızı gönderiyoruz. Sesiniz sessizliğe mahkûm olsa da, biz sizin sesiniz olacağız.
Değerli Kırklareli halkı, kıymetli basın mensupları, yüreği mazlumdan yana atan, tüm gönül dostları, Son olarak buradan şunu ilan ediyoruz: Bu yürüyüş, bu bir araya gelmemiz bir son değil; bir başlangıçtır. Gazze için dualarımız, yardımlarımız, sözümüz, eylemimiz, boykotumuz devam edecektir.
Rabbimizden niyazımızdır: Mazlumlara sabır, yaralılara şifa, şehitlere rahmet, zalimlere ise ya hidayet ya da hak ettikleri hesabı nasip et!
Terör devleti İsrail, bu yaptıklarının hesabını bir gün mutlaka verecek. Yerle bir olmuş Gazze, yeniden ayağa kalkacak. Başkenti Kudüs olan özgür Filistin devleti, elbet bir gün kurulacak. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!”
Program dualarla son buldu.
