Süleymanpaşa ilçesindeki Ertuğrul İlkokulu’nda görev yapan 1-A sınıf öğretmeni Metin Serrin, eğitimi sınıf duvarlarının ötesine taşıyor. Öğrenci merkezli ve etkinlik temelli yaklaşımıyla çocuklara öğrenmeyi sevdiren Serrin, 24 Kasım Öğretmenler Günü kutladığımız bu günlerde eğitime adanmış yüreğiyle hem öğrencilerine hem de velilere ilham kaynağı oluyor.

EĞİTİM, SINIF DUVARLARININ ÖTESİNDE
Okulda sadece akademik başarıya değil, öğrencilerin fiziksel, sosyal ve kültürel gelişimine de odaklanan Metin Öğretmen, eğitim anlayışıyla hem miniklerden hem velilerden tam not alıyor.
Öğretmenin girişimleriyle tamamen ücretsiz olarak yürütülen yüzme, tenis, halk oyunları ve kültürel ve sosyal geziler, öğrencilere çok yönlü bir öğrenme ortamı sunuyor. Böylece öğrenciler yalnızca öğrenmekle kalmıyor, hayatı da deneyimliyor.

“HER ÖĞRENCİMİN GELİŞİMİNİ YAKINDAN İZLİYORUM”
Öğrencilerini Çarşamba günleri tenis kortuna, Cuma günleri yüzme havuzuna götüren Metin Öğretmen, halk oyunları kurslarını okul bahçesinde kendi girişimleriyle yürütüyor. Ayrıca öğrencilerine tarih ve kültür bilinci kazandırmak amacıyla düzenlediği kültürel geziler de büyük ilgi görüyor. Bu kapsamda sınıf, bu yıl ilk kez Çanakkale Gelibolu Şehitliği’ni ziyaret ederek hem anlamlı hem de duygusal bir deneyim yaşattı.
Zonguldak’ta 20 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra Tekirdağ’a tayin olan sınıf öğretmeni Metin Serrin, sınıf duvarlarını aşan eğitim anlayışı ile herkesin takdirini topluyor. Her öğrencisiyle yakından ilgilendiğini ifade eden Serrin Eğitim anlayışını şöyle anlatıyor:
“Her öğrencimin gelişimini yakından takip edebiliyorum. Akademik derslerin yanında sosyal etkinliklerle özgüven ve sorumluluk bilinci kazandırmayı amaçlıyorum. Çocuklarımız sadece ders değil, hayat öğreniyor. Amacımız bilgiyle birlikte deneyim kazandırmak. Spor, sanat ve gezi etkinlikleriyle öğrencilerimizin ufkunu açıyoruz. Tüm projeler gönüllülük ve dayanışma içinde yürütülüyor. Eğitim her yerde yapılır. En iyi öğretmen anne ve babadır. Çünkü onlar her gün bir şey öğretiyor. Onun için eğitimi bir yere sıkıştırmak doğru olmaz”

“EĞİTİM, YALNIZCA DÖRT DUVAR ARASINDA YAPILAN BİR İŞ DEĞİLDİR.”
Rıfat Ilgaz’ın ölümsüz eseri Hababam Sınıfı, 1977 yılında Hababam Sınıfı Tatilde adıyla beyazperdeye uyarlandığında, Mahmut Hoca’nın (Münir Özkul) “Eğitim, yalnızca dört duvar arasında yapılan bir iş değildir” sözü hafızalara kazınmıştı. O sahnede Mahmut Hoca, eğitimin sadece sınıfta değil, hayatın her alanında devam ettiğini vurguluyordu.
Bugün, Süleymanpaşa ilçesindeki Ertuğrul İlkokulu’nda görev yapan sınıf öğretmeni Metin Serrin de aynı inançla hareket ediyor. Tıpkı Mahmut Hoca gibi, öğrencilerine gerçek eğitimin sadece okulda, sırada ya da kitapta değil; hayatta, davranışlarda, insan ilişkilerinde ve sorumluluk bilincinde olduğunu anlatıyor. Metin Hoca şöyle diyor: “Okul, sadece ders öğrenme yeri değil; insan olmayı öğrenme yeridir. Eğitim, sadece kitapla, defterle olmaz. Eğitim, insanın kendini tanımasıyla başlar. Saygıyı, sevgiyi, dürüstlüğü öğrenmeden hiçbiriniz gerçek anlamda ‘okumuş insan’ olamayız. Hayat, okulun dışında da devam ediyor.”

VELİLERDEN METİN ÖĞRETMEN’E TAM DESTEK
Veliler de Metin Serrin’in duvarları aşan eğitim modelinden oldukça memnun.
İki çocuğu Ertuğrul İlkokulunda öğrenim gören Filiz Soput, duygularını şu sözlerle ifade ediyor:
“Oğlum sabah erkenden kalkıyor, ‘Bugün hangi etkinlik var?’ diye soruyor. Devlet okulunda böyle bir heyecan görmek çok güzel. Öğretmenimizin sıradan bir eğitim anlayışı yok; bunu hem biz hem çocuklarımız hissediyor.”
Sınıf velilerinden, sınıf annesi Gülsüm Allahkurtardı ise şunları söylüyor: “Veliler ile öğretmen arasında güçlü bir iletişim var. Küçük sınıflar sayesinde her çocuk daha görünür. Kurslar ve kültürel etkinliklerle desteklenen bir eğitim anlayışıyla devlet okulunda özel okul kalitesinde eğitim alıyoruz. Bunu öğretmenimizin özverili yaklaşımına borçluyuz.”

EĞİTİME DESTEKLEYİCİ EVRENSEL BAKIŞ
Metin Öğretmen’in çok yönlü eğitim anlayışını değerlendiren yabancı uyruklu velilerden Ukrayna vatandaşı Viktorya Glebova, oğlu Vlad’ın öğretmenini çok sevdiğini belirtiyor.
Glebova, “Oğlum yabancı kökenli olmasına rağmen okulda kendini hiç yabancı hissetmiyor. Her harfte sabır, her cümlede emek, her başarıda öğretmenin izi vardır. Vlad’ın gözlerindeki merak kıvılcımını fark edip onu bilgiyle beslendiğini görmek harika bir duygu. Metin hocam, her öğrencisinde bir cevher gören gerçek bir eğitimci” şeklinde konuşuyor.







