Kırklareli'nin Babaeski İlçesi'ne bağlı Mutlu köyünde bulunan Bolca Nine Türbesini her yıl binlerce kişi ziyaret ediyor.
Bolca Nine bu sene de ziyaretçilerini ağırlıyor. Dileklerini gerçekleştirmek, duasını etmek üzere türbede buluşanlar bu kültür mirasını yaşatmaya devam ediyor.
Peki Bolca Nine’nin hikayesi nedir?
15. yy.da yaşadığı bilenen Trakya halk kültüründe önemli yeri olan bu kadın evliyamızın ünü günümüzde Trakya sınırlarını aşmış, Türkiye ve Balkanlara ulaşmış bulunmakta.
“Yiyin Kızanlarım Bolca, Bolca Yiyin” diyen Bolca Nine'nin Kabrinin bulunduğu mekana asılılı kitabede yazılanlar şöyle:
Rumeli akıncılarından birine gönlü düşen Kofalçalı (Mutlu köyünün eski adı) Fatma, sevdiğinin katıldığı son seferde şehit olarak geri dönmemesi üzerine hayata küsmüş ve köyünün yakınlarındaki koruluk alanda inzivaya çekilmiştir. O tarihten sonra halk arasında onun kehanetleri anlatılmaya başlanmış ve ermiş olduğuna inanılmıştır. İşte böyle bir dönemde Avrupa üzerine sefere çıkan Fatih Sultan Mehmed Han , ordusu ile Babaeski-Edirne arasında sefer yolu üzerinde bulunan Kofalça köyü civarında mola verir ve konaklar. Askerlerden bir kısmı civarda gezinirken bugünkü Mutlu köyü yakınlarındaki Fatma Nine'nin yaşadığı yeşilliği ve suyu bol olan koruluk alana gelirler. Fatma Nine burada kendisi için yemek pişirmektedir. Yemeğin kokusunu alan askerler, onun yanına uğrarlar. Fatma Nine Tanrı misafirlerini görünce sevinir, kendilerini hoşlar ve onların aç olduklarını anlayarak yemek ikram etmek ister. Sayıları biraz kalabalık olan askerler pişen yemeğin az olduğunu görünce kendilerine yetmeyeceği düşüncesiyle yemek istemezler. “Ana bu yemek bize yetmez” diye seslenirler. Bunun üzerine Fatma Nine, askerlerin tabaklarını doldurmaya başlar ve “Yiyin kızanlarım bolca, bolca yiyin” der. Askerler yedikçe tencerede pişen yemeğin eksilmediğini, aksine arttığını görürler ve karınlarını tıka basa doyururlar.
Mutlu bir şekilde oradan ayrılan askerler, bu hikmetli olay karşısında şaşkına dönmüşlerdir. Fatma Nine'nin bir ermiş olduğunu düşünmeye başlarlar ve olayı önce ordugahtaki arkadaşlarına anlatırlar. Olay askerler arasında gittikçe yayılır ve padişahın kulağına da gider. Konu hakkında meraklanan Fatih Sultan Mehmed olayı bir de şahitlerinden dinler. Padişah, olup biteni dinledikten sonra daha fazla merak içine düşer ve Fatma Nine'yi görmek, tanımak ister. Birkaç komutanı ve olaya şahit olan askerlerini yanına alarak Fatma Ana’nın yaşadığı yere gelir. Padişah atından iner ve onun elini öpmek ister ve kendisine şöyle seslenir: “Senin adın bundan böyle Bolca Nine olsun”.
İşte o günden itibaren Fatma Ana’nın adı “Bolca Nine” olarak söylenir ve bilinir olmuştur. Yaşlandığı dönemde ise kendisi o çevrede “Bolca Nine” olarak tanımlanmaya başlanmıştır. Bu sebeple olsa gerek, günümüzde halk arasında daha ziyade “Bolca Nine” diye isimlendirilmektedir.
Başka bir rivayette ise Fatma Nine burada başka bir keramet daha göstermiştir. Bu rivayete göre, Fatma kadın Padişaha askerlerin atlarını bağladığı kargılarını o gece orada bırakmalarını teklif etmiştir. Onun bu isteği padişah tarafından kabul edilir. Ertesi gün olduğunda kargılarını almak için gelen askerler her bir kargının yeşererek birer fidana dönüştüğünü görürler. Böylece Bolca Ana’nın ermiş olduğuna kesin olarak hükmedilir.
XV. yüzyılın sonlarında vefat ettiği rivayet olunan Bolca Nine, ömrünü geçirdiği ve kerametlerini gösterdiği bu koruluk alana defnedilmiştir. Günümüzde kabri adeta bir adak yerine dönüşmüştür. Özellikle Trakya halk kültüründe önemli bir yere sahip olan 6 Mayıs (Hıdırellez)’ın içinde bulunduğu hafta burada adak kurbanları kesilmekte, dilekler dilenmekte ve dualar edilmektedir. Bununla beraber yılın diğer zamanlarında da aynı maksatla başta Trakya olmak üzere memleketin her yanından ziyaretler yapıldığı bilinmektedir.