Atölyeden önce kısa bilgiler veren Dr. Esat Özata, memleketinde olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Mutfak konusunda önemli bilgiler de veren Şef Özata, atölyede yaptığı lezzetler ile iştahları kabarttı. Yemekte baharın önemini dile getiren Şef Özata, yemeklerin de zaman ve ürünler ile değiştiğini belirtti.
Konuklara mutfağa dair önemli bilgiler vererek yemeklerini hazırlayan Şef Özata; programa destek veren Kırklareli Valiliği, Kırklareli Üniversitesi, Kırklareli İl Kültür Turizm Müdürlüğü ve sponsor olan Yüce Aytaç Et ve Et Ürünleri, İnoksan Mutfağa teşekkür etti.
"Misyonum"
Köklü ve kadim Türk mutfağının değerli olduğunu ifade eden Özata, “Burada olmaktan dolayı çok mutluyum. Çünkü ben Kırklareliliyim. Pınarhisar İslambeyli çocuğuyum” dedi. Hazırlıklarının ardından menüsünü hazırlamaya başlayan Özata, güzel bir organizasyon gerçekleştirildiğini vurguladı ve destek veren kurumlara teşekkürlerini ifade etti. Özata, “Şeflerin en önemli özelliği yemeğe yorum katmak. Evde yemek yaparken bile herkes aslında yemeğine yorum katar. Reçeteler de aslında bu şekilde gelişiyor. Evet birebir reçeteler var tabi ki. Hemen hemen bütün mutfaklar günümüz şartlarını uyarlayarak biraz içerisinde modernizm de katarak birazcık farklılık gösteriyor. Benim aslında en büyük misyonum geçmiş kadim reçeteleri ana karakterleri bozmadan yorumlayarak sunmak” ifadelerini dile getirdi.
“Ana Hatlarını Bozmamak Çok Önemli"
Yemek; dinamik ve yaşayan bir kültürdür. Ve değişen bir kültür. Halk bilimi. Farklı tohumlar, farklı çeşitler mutfağa girdikçe, ürünlerin çeşitliliği arttıkça yemeklerin formlarında değişiklikler olabiliyor. Bundan 50 sene önceki kıyafetler ile şimdiki kıyafetler birbirine benzemiyor. Modernizm dediğimiz şey aslında günümüzü ifade ediyor. Yemekler de böyle, bir gün öncesi bile geçmişi oluyor. Birazcık da günümüze uyarlamak gerekiyor. Ama tekrar vurgulamak istiyorum; öz ve ana hatlarını bozmamak çok önemli” şeklinde konuştu.
Yemek yaptığı esnada mutfak ile ilgili bazı ip uçları da veren Şef Özata, soğan doğrarken gözleri yananlar için kulaktan duyma bilgileri kullanmayın dedi. Şef Özata, “Çeşme aç, ağzına kaşık koy gibi şeyleri unutun. Soğanda gözlerin yanmasına sebep olan şey zardır. Soğanı soyduktan sonra en dıştaki zarını soyup 10-15 dakika buzluğa koyduktan sonra keskin bir bıçakla doğrarsanız gözleriniz yanmaz” ifadelerini kaydetti. Mutfakta baharat kullanımının da büyük önem taşıdığını dile getiren Şef Özata, “Baharat yemeğin en önemli unsurlarının başında geliyor” dedi.