Lüleburgaz’da Tatarköy Deresi’nin hayvan çiftlikleri tarafından kirletilmesi ile ilgili toplantı, 30 Nisan Çarşamba günü Tatarköy köy Kahvesi’nde gerçekleştirildi.
Toplantıya; Lüleburgaz ve Trakya’da verdiği çevre mücadelesi ile öne çıkan Hakan Dedeoğlu, Tatarköy muhtarı Adil Bayrak, köy ihtiyar heyeti ve köy halkı katıldı.
Köy muhtarı Adil Bayrak derenin çiftliklerden salınan hayvan idrarı ve zehirli atıklar ile kirlendiği, suyun adeta zehir şeklinde aktığını belirten bir açılış konuşması yaptı.
Ardından köye davet edilen Hakan Dedeoğlu yaşananlarla ilgili olarak bir durum tespiti yaptı. Dedeoğlu, derenin durumunun suya el dahi sokulamayacak kadar kadar kötü olduğunu, değil sulama çizme ile içine girilemeyeceğine dikkat çekti.
Köylüler çeşitli zamanlarda devletin ilgili tüm kurumlarına şikâyette bulunduklarını ancak sonuç alamadıklarını dile getirdiler.
Toplantıda özellikle bu durumun bir siyasi parti işi olmadığı, devletin bu konuya acil müdahalede bulunması gerektiği vurgulandı.
Öte yandan Köy İlkokulu’nun derenin kenarında olduğunu çocukların buradan geçmek zorunda kaldıkları da belirtildi.
Söz konusu derenin köy için çok hayati olduğu, bu yıl mevsimin çok kurak geçtiği, dere suyunun köylü için öneminin daha da arttığı, meraya giden yaklaşık 800 büyükbaş hayvanın mecburen bu dereden su içtiklerini, dolayısıyla çiftliklerin bu zehir salınımını engellemesi gerektiği kaydedildi.
Ayrıca köyün içme suyunu karşılayan iki adet artezyen kuyusunun dere yatağında bulunduğu, dolayısıyla derenin bu zehirli suyunun içme suyunu da kirleteme tehditlinin de bulunduğu belirtildi.
Yapılan açıklamalarda; “Okulumuza giden içme suyu derenin içinden geçmektedir. Ayrıca su kesintisi olduğunda borunun içinde su olmadığı basınç düşük olduğu için borunun ek yerinden içme suyu borusuna dere suyu karışmakta ve bu nedenle şimdi deremizin bu zehirli suyu karışınca önceden yaşanan ishal vakaları, ölümle sonuçlanabilecek sonuçlar doğurabilir” dendi.
Köy halkından Sırrı Demir ise; “Köyümüzün Deresi yetmişli, seksenli yıllarda çok temiz akardı, dere suyu içilirdi, hıdrellez sabahı gençler gidip yıkanırdı. Bu derece temiz akan suyumuz bu hale nasıl geldi?” diyerek üzüntüsünü ifade etti.