Kırklareli Sivil Toplum Kuruluşları ve köy halkı itiraz etmek için aynı anda oradaydı. STK temsilcileri ''Yaşam alanlarımızı, su kaynaklarımızı, doğal yaşamı ve geleceğimizi tehdit altına alma riski taşıyan hususlarda itirazlarımızı sunmak için yaşam savunucularıyla birlikte Kula Köyü'müzdeydik'' açıklamasını yaptılar.
Kula Köyü'nde yapılması planlanan 4. grup madencilik faaliyetleri için çıkan "ÇED gerekli değildir" kararına itiraz edildiği belirtildi.
Kula Köyü Muhtarı Aliye Kanlıkılıç'ın köylünün tarım ve hayvancılıktan başka geçim kaynağı olmadığını, gidecek başka bir yer istemediklerini, köylerinde Altın Madeni istetemediklerini belirten konuşması alkış topladı.
Davalı ve davacıların bilirkişi heyetine söyleyecekleri hep birlikte dinlendi. Av. Ozan Topuz ''En büyük sorunumuz su" dedi.
Av. Dilara Gürel "Altın Madeni planlanan Kula Köyü 6 köyü yok edecek, Trakya Arısı, Kırmızı Karınca gibi Endemik türler, ekosistem, biyolojik çeşitlilik yok olacak” dedi.
Kent Konseyi Başkanı Yasemin Ertaş bilirkişi Heyetinde Halk Sağlığı Uzmanının da bulunmasının zorunlu olması gerektiğini belirtti.
Kula köylü bir babanın "5 kuşaktır köyde tarımla uğraşan vatandaşların çocuklarının geleceği için bu topraklara ihtiyacı olduğunu, yoksa çocuklarının uğrunda savaşacak, askere gitmesini gerektiren toprağımızın kalmayacağını" feryad ederek dile getirmesi yürekleri sızlattı.
Doku Derneği Başkanı Göksal Çiğdem ise "Yer altı ve yer üstü sularının DSİ raporları ve Kırklareli Armağan Barajının su miktarı" hakkında bilimsel verilerden gerek Halkalı Kağıt Fabrikası’nın altın madeninin sularımıza vereceği zararlardan, havaya yayılacak partiküllerin halk sağlığına zararlarından bahsetti.
Kuzulu Köyünün orman yolundan gidilen Oftaş Kalker Ocağının ormanı şimdiden yok ettiği gözlemlendi.
TEMA Lüleburgaz Temsilciliği ''Doğayı, suyu, ormanı ve köylerimizi tehdit eden projelere karşı hukuki mücadelemizi sürdürüyoruz. Ancak bu sadece hukukun değil, hepimizin davası'' açıklamasını yaptı.