Edirne’de içme suyu konusunda yaşanan sorunların vatandaşların hak etmediğini ifade eden Kırklareli Milletvekili Sarıçam, suyun sağlık açısından ne kadar önemli olduğunu vurguladı.
Meydana gelen sorunların önceden belli olduğunu ifade eden Sarıçam, “Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” dedi.
Kırklareli Atatürk Evi’nden vatandaşlara seslenen Milletvekili Sarıçam, son günlerde gündemde olan Edirne’de içme suyu sorununa dair açıklamalarda bulundu. Edirne’nin yaşadığı içme suyu konusunda daha öncesinde uyarılarda bulunduğunu vurgulayan Sarıçam, “Edirne Belediyesi daha önce yaptığımız uyarıları dinleseydi bugün bu sorunları yaşamazdı” sözlerini dile getirdi.
“Edirne, Tekirdağ, Kırklareli biz Trakya olarak biriz” diyen Sarıçam, vatandaşların göz göre göre mağdur edilmesini göz ardı etmeyeceğini vurguladı.
Sarıçam açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
“Edirne belediyesinin bir an önce DSİ‘nin bir yıl önce teklif ettiği Süloğlu barajından Edirne’ye giden hattın onarılması ve yeni bir hatla Kayalı’nın suyunu Edirne’ye götüren 2017’de yapılmış 35 kilometrelik hatta bağlantı yapılmasını içeren protokolü imzalaması gerektiğini belirtmiştim . 2 Şubat 2025’te yapmış olduğum çağrıdan 12 gün sonra DSİ yetkilileri gelip Edirne Valiliği’nde bir toplantı düzenlediler ve benim uyarılarımın gerçekçi olduğunu, Edirne halkının yaz aylarında susuzlukla karşılaşmasının kaçınılmaz olduğunu belirttiler.
Bu toplantı Edirne Valisi ile yapılırken Edirne belediye başkanı toplantıya katılmadı. Ertesi gün Kırklareli Valiliği’nde yapılan toplantıda kayalı Barajı’nın su seviyesinin hızla düştüğü Edirne halkının su ihtiyacı öncelendiği için Kırklareli çiftçisine su verilmediği halde su seviyesinin baraja zarar verecek seviyelere kadar düştüğü, Edirne’nin gelecekteki su ihtiyacını karşılamak için Süloğlu barajı hatlarını ve yeni kuyuları hayata geçirmesi gerektiği teknik olarak ifade edildi.
Biz bu çalışmaları yaparken Edirne halkının su ihtiyacının karşılanmasından birinci derecede kanunen sorumlu olan Edirne belediyesi üç maymunu oynadı. Uyarıları yaptığımız için belediye başkanı ve siyasi yandaşları hakaret içeren açıklamalarda bulundular. Oysa parmak hesabıyla bile kayalı barajındaki su seviyesinin Edirne’nin su ihtiyacını yaz aylarında karşılayamayacağını hesaplayabilirlerdi.
Ama kolaycılığa kaçıp, iş yapmak yerine gelen felaketi görmezden geldiler ve hiçbir şey yapmadılar. Kendilerine 25 Şubat‘ta gönderilen yeni hatların yapımı ve yeni kuyuların açılması için protokolü imzalamadılar.
Ta ki haziran ayında kuraklık hissedilip ortalık kavruluncaya kadar. Ancak akılları başlarına çok geç gelmişti. Haziran ayında protokolü imzaladılar ama DSİ tarafından ihaleler yapıldı ancak Kayalı barajındaki su ekim başında bitti. Ve maalesef Edirne halkı Edirne belediyesinin ihmal ve iş bilmezliğinden dolayı bugün itibarıyla su sıkıntısı çekiyor, evlerde musluklar akmıyor, işyerlerinde makinaları çalışmıyor, 21. yüzyılda insanların günlük su ihtiyacı paslı vidanjörlerle taşınarak karşılanmaya çalışılıyor.
Gelip benden özür dileyeceklerine, iyi bir siyasetçi olarak Edirne halkına değer verip öngörülerimi paylaşmamdan dolayı teşekkür edeceklerine hala topu taca atıyorlar. Edirne belediye başkanı ‘bunu kimse siyasete alet etmesin’ diye nutuklar atıp akıl veriyor.
En ilginci de aylardır düzenli toplayamadıkları çöpü toplayamama bahanesi olarak da Ekim başındaki su kesintisini çözmek için uğraşmalarını gösteriyorlar, tam bir kara mizah tam bir komedi.
Ben de şunu söylüyorum; Belediyelerin geçmişte yapamadıkları şimdi yapamadıkları gelecekte yapamayacakları elbette bazı hizmetler olacaktır ancak su gibi bir olmazsa olmaz ihtiyaç maddesinin karşılanmasını beceremeyenler koltukları işgal etmemeliler.
Çünkü Edirne’nin şu an çektiği su sıkıntısı kuraklıktan değil beceriksizlik ve aymazlıktandır. Eğer uyarılarımızı zamanında dikkate alsalardı Süloğlu hattını bugüne kadar tamamlar ve yeni kuyular açabilirlerdi. Bu da Edirne’nin bugün su sıkıntısı çekmemesi, varlık içinde yokluk çekmemesi, Süloğlu barajından çiftçileri istifade ederken Edirne halkının içme suyu sıkıntısı çekmemesi anlamına geliyor.
Ayrıca siyaset yaparak geldiğiniz bir görevde beceriksizce davranıyorsanız ve halk bundan dolayı sıkıntı çekiyorsa bu yanlışa dikkati çekecek olanlar da siyasilerdir. Siz de bunun siyasi bedelini ödeyeceksiniz bu da ancak olayın siyaset konusu haline gelmesiyle olur. Yani halk size bu yaptığınız beceriksizliğin bedelini siyaseten ödetir. Demokrasilerde halkın size cezanızı vermek için siyaset ve sandıktan başka elinde bir enstrüman bulunmamaktadır.”
