Dünyanın en yüksek zirvesi olan Everest Dağı’na tırmanan ilk Türk ve Müslüman Dağcı Kar Leoparı Unvanlı Nasuh Mahruki hafta sonunu ilimizde geçirdi. Mahruki ilk olarak cumartesi günü şehrimizin tarihi mekanı Papazın Evi Bistro&Cafe’de fotoğraf sergisi ve söyleşi etkinliğinde Kırklarelililerle bir araya geldi. Ardından pazar günü Dupnisa Mağarası çevresinde doğa yürüyüşüne katılan Mahruki, doğadaki deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. 32 yıl sonra bu bölgeye tekrar gelmekten dolayı büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Nasuh Mahruki, “Ben 32 yıl önce üniversitesi öğrencisiyken Mağara Araştırma Derneği ile Istrancalar ve Dupnisa Mağarası’na gelmiştim. Günümüzde burası her anlamda gerçekten bambaşka olmuş. 32 yıl önce geldiğim bir mağaraya yeniden gelmek benim için çok hoş bir deneyim oldu. Papazın Evi’nde bir fotoğraf sergisi ile söyleşi yapmak için Kırklareli’ne geldim. Bugünde güzel bir havada yürüyüş ve Dupnisa Mağarası keyfi yaptık. Harika çiçekler gördük, çok güzel fotoğraflar çekme şansı bulduk. Doğanın çok güzel bir döneminde pazar günümüzü iyi bir şekilde değerlendirmiş olduk. “ dedi.
“Doğaya ve varlıklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor”
Balkan coğrafyasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Nasuh Mahruki, “Balkanlarda Bulgaristan, Yunanistan, Bosna Hersek ve Sırbistan’a gitme imkanım oldu. Balkanlar, zamanında Osmanlı toprağı olan çok önemli bir coğrafya. Dolayısıyla Balkanlarda Türk izleri çok fazla var. Bu nedenle ilişkilerimizin her zaman iyi olması gereken bir coğrafya. “ ifadelerini kullandı.
Bölgenin turizm genişlemesi ve geleceği ile ilgili konuşan Mahruki, “Özellikle doğal bir alanı turizme açtığınız zaman ilk öncelik korunması, kollanması, sürdürülebilir politikalarla bunun yapılması ve bölgedeki yerel halkın esas itibarıyla bu turizm faaliyetlerinden yaralanmasını sağlamaktır. Yani bir tesis yapıldığında orada yerel halk çalışacak, her türlü getiriden yerel halk faydalanabilecek. Doğaya ve varlıklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Istranca Dağları’nın Bulgaristan tarafı tamamen yüzde yüz bir şekilde korunma altında. Bizim bu taraf ise Allah’a emanet. Hiçbir şey yok. Hepsi yapılabilir. Ancak bunların rant merkezli değil sürdürülebilir bir bakış açısıyla ve eko turizm felsefesiyle yapılması gerekiyor. “ şeklinde konuştu. (S.Ünver)