Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi tarafından yapılan açıklamaya göre 2023 yılında dünya genelinden 1 milyarda fazla engelli insan bulunmaktadır. Hükümetlerin, kurumların engellilerin küresel kalkınma gündemine dahil edilmesi yönündeki taahhütlerine rağmen bu konudaki ilerlemenin sınırlı kaldığı belirtilmektedir.
Engelliler dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de sürekli gözardı edilebilir bir nüfus olarak görülmektedir. İmzalanan uluslararası sözleşmeler, kabul edilen ulusal yasalar ne yazık ki yok sayılmakta, engellilerin yaşamını iyileştirmeye yönelik kalıcı ve sürdürülebilir bir gelişme olmamaktadır.
Bizler bırakın yaşama katılımın artırılmasını, en temel sağlık ihtiyaçlarımızı karşılamaktan bile uzaklaşmaya başlamış durumdayız. Bir adım ileri atılsa, beş adım geriye giden uygulamalarla yüzleşmek, yaşamda kalmak için çabalamaktayız.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğleri son derece keyfi biçimde değiştirilmekte ve engelliler, kronik hastalar, yaşlılar daha zor koşullara hapsedilmektedir. Çok sayıda engelli için sağlıklı kalabilmenin koşullarını oluşturan örneğin sondalar, kolostomideler, ortez ve protezlerde, tekerlekli sandalyelerin fiyatları çok artmıştır. Bunun sonucunda ürün fiyatları ile SGK'nin verdiği destek arasında fark inanılmaz ölçüde açılmıştır. Bu nedenle engelliler için bu zorunlu ihtiyaçlara erişim artık imkânsız hale gelmiştir.
2022 sayılı Yasa ile verilmekte olan Sosyal Yardım tutarı, başta gıda olmak üzere enflasyon karşısında değersizleşmiş, bir haftalık harcamaya bile yetmez hale gelmiştir. Yardım miktarının belirlenmesinde aile gelirinin esas alınması birçok engellinin bu haktan yararlanmasını engellemektedir.
2828 sayılı Yasa ile sağlanan evde bakım desteği alan ve ağır bakım gerektiren engelliler rapor yönetmeliğinde yapılan değişiklikler ile kısmi bakım kapsamına alınmakta, evde bakım yardımı kesilmektedir.
Çalışabilir haldeki engellilerin istihdamı için yasalardaki hükümler uygulanmamakta, örneğin devlet memurluğu kadrolarına zorunlu olması gereken atamalar gerçekleştirilmemektedir.
Daha önce H sınıfı ehliyet almış ancak yenilemesi gereken engelliler yine rapor yönetmeliğinde yapılan olumsuz ve yanlış değişikliklerin sonucunda bu haklarını da kaybetmektedir.
Toplu ulaşım araçlarının engelliler için erişilebilir hale getirilmesini düzenleyen 5378 sayılı Yasanın ilgili hükümleri uzun yıllardır ertelenmektedir. Bu nedenle engellerin en temel hakkı olan ulaşım ve erişim hakları fiilen yok edilmiş durumdadır.
Üzülerek belirtmeliyiz ki karşımıza çıkarılan bu engellerin ortadan kaldırılması için çok az aktif ve etkili destek bulabilmekteyiz. Tam tersine insanlık onurunu zedeleyen yaklaşımlarla karşılaşmaktayız. Örneğin bir eski milletvekili, iktidar partisinin kurucu durumundaki bir siyasetçi "ortopedik özürlülerden bu memleketi kurtarmamız lazım" diyebilmektedir. Asıl kurtulunması gereken, engelliliği anlayamayan, kavrayamayan bu tür zihniyettir.
İnanıyoruz ki engellerden arınmış, eşit ve erişilebilir bir dünya bizler içinde gelecektir.” (Ferdi Kurtbayram)