Jack Nicholson’ın başrolünde oynadığı The Pledge (Söz) küçük bir kızın vahşice öldürülmesi sonucu amansız takiple katili yakalamaya çalışan bir adamın hikayesini ustalıkla anlatıyor.

Emekliliğe adım atan tecrübeli polis Jerry Black, 8 yaşındaki bir çocuğun vahşice öldürülmesi sonrası tekrar harekete geçer ve hayatını cinayete çözmeye adar.

Jerry Black’in emeklilik kutlaması sonrasında kasabada vahşi bir cinayet işlenir. Cinayet sonrasında polis memurları görece zayıf kanıtlarla birini suçlar. Ancak bu kanıtlar hayatını bu mesleği adamış Jerry Black’i tatmin etmez ve aile ile görüştükten sonra duruma el atar.

Yaptığı araştırmalar neticesinde daha önceden bu tarz 3 cinayetin işlendiğini keşfeden ve ölen kızın çizimlerinden yola çıkarak araştırmasını derinleştiren Jerry Black önemli ipuçları ile karşılaşır.

Cinayeti çözmek için bir benzin istasyonu satın alan Black, daha da ileriye giderek hayatına girdiği kadının çocuğunu yem olarak dahi kullanır.

ELEŞTİRİLER

Sean Penn tarafından yönetilen bu yapım Jack Nicholson’ın az bilinen, kıyıda köşede kalmış filmleri arasında. Özellikle aldığı puan ve yorumlar bunun göstergesi. Birçok kişi filmin ağır ilerlemesinden yakınmış. Bense filmi beğenen taraftayım.

Filmin en önemli noktası finali. Final ile ilgili birçok karşıt görüş var. Çok beğenenler ve hiç beğenmeyenler. Klasik Hollywood’ın dışına çıkan bu final beni oldukça tatmin etti.

Film boyunca oynadığı zorlu karakterin hakkını fazlasıyla veren Nicholson, finalde ise oyunculuğunu bambaşka bir seviyeye çıkardı. Özellikle kafasında yarattığı katil kimliği, sahip olduğu şüpheler ve bu doğrultuda yaptığı hamleler takdire şayan.

Finalde cevabın seyirciye bırakılma durumu da gayet yerinde. Öyle bir an geliyor ki o şüpheler tam gerçeğe dönüşecekken yeni bir karmaşa yaşanıyor. Ancak finalde yaşanan karmaşa seyircide farklı bir lezzet bırakıyor.

Gerçeklerin ve kuşkuların birbiri ile sıkı bir şekilde dans ettiği bu yapım sinema seyircisinin zihninde farklı bir yer ediniyor.