Bugün Kırklareli İli, Merkez İlçeye bağlı olan Kula Köyü, 12.05.2022 tarihinde, 5560 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Kofçaz İlçesinden ayrılarak Kırklareli İlinin Merkez İlçesine bağlanmıştır.
Kırklareli İl Merkezine 48 km mesafede olan Kula Köyü’nün kuruluş tarihi bilinmemektedir. Kula Köyü, bugün Kula Köyü ile Karaabalar Köyü arasında bulunan Krushevo mevkii civarında Eski Krushevo ve Yeni Krushevo Köylerinin taşınması ile şu an bulunduğu mevkide Kula adı ile kurulmuştur. Bulgar kaynaklarına göre, 1912 yılında köyde 120 Bulgar hanesi bulunuyordu. Aziz Peter Paul isminde bir kilise ve 1870 yılından sonra inşa edilen bir de okul bulunmaktaydı.[1]
Kula Köyünde yaşayan Bulgar halk, II. Balkan Savaşından sonra 1913 Yılında Osmanlı Devleti ile Bulgar Krallığı arasında yapılan İstanbul Anlaşması sonucunda köyden ayrılarak Bulgar Krallığı topraklarına göç etmiştir. Ancak Bulgar yerel tarihçi Panayot Madjarov 30 Bulgar’ın babalarının mülklerinde kalmak ve onları korumak için İslam Dinini kabul ederek Müslüman olduğundan bahsetmektedir.
1913 Yılından imzalanan İstanbul Anlaşması kapsamında bugünkü Kocayazı Köyü (1 Nisan 1958 tarih ve 7033 sayılı Kanun ile Kofçaz Nahiyesinin Kofçaz olan adı Kocayazı olarak, Keşirlik Köyünün adı da Kofçaz olarak değiştirilmiştir.) ile Kula Köyü’ne bugün Bulgaristan ve Avrupa’nın sayılı kayak merkezlerinden olan Bansko ve hemen yakınındaki Banya ve Razlog (Razlık) kasabalarında Müslüman Pomak nüfus yerleşmiştir.
Çok değil günümüzden 6-7 yıl öncesine kadar Kula Köyünde Trak yerleşimlerinde görülen yapılar ile çok yakın benzerlik gösteren saman çatılı evler bulunmaktaydı.
Prof. Dr. Engin Beksaç, Türk Akademisi Dergisine yazmış olduğu bir yazısında Trak Evlerinden; “Trakya üzerinde varlığı hissedilen ve artık bu mevcut örneklerin de ortadan kalktığı bu evler kalın ahşap direkler veya ağaç gövdelerin taşıdığı dallardan oluşturulmuş ve üstü kalın saman katmanlarıyla örtülü dik ve yüksek çatılı yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yapıların çoğunlukla duvar bölümleri dal örgü üzerine kerpiç sıva ile sıvanmıştır. Fakat duvar kısımlarında taş dolgu üzerine kerpiç sıva olan örnekler de vardır. Bu tip taş dolgulu duvarların izlerine Traklara ait olduğu bilinen birçok arkeolojik yerleşim alanı üzerinde halen de rastlanmaktadır. Bu tip evlerin yazın serin, kışın da çok sıcak olduğu bizzat içlerinde yaşamış olan kişilerce de ifade edilmiş bulunmaktadır. Bu evlerin planlarının ovalden dikdörtgene, daireden de kareye giden örneklerinin mevcut olduğu gayet iyi bilinmektedi.” şeklinde bahsetmiştir.[2]
Kula Köyünde Traklar’dan günümüze kadar devam eden çavdar saplı çatılı evler köyden kente göçün bir sonucu olarak köyde kalan ve yaşamlarını sürdüren yaşlı nüfusun fiziksel durumlarına bağlı olarak oluşan bakım zorlukları nedeniyle çok yakın geçmişte yerini kiremit veya ondoline örtülü evlere bıraktı. Doğayla uyumlu bir yaşam anlayışını ve insanlar arasındaki güçlü bağları yansıtan bu evlerden 2010 Yılında yaklaşık 10 civarında bulunmaktaydı. Tek ve çift katlı inşa edilen bu yapılar kerpiç veya taş malzemeden yapılmakta çamur ile sıvanmakta idi. İki katlı yapıların ahır olarak kullanılan alt katında taş, üst katın ise kerpiç malzeme kullanmakta idi. Isınmak ve yemek pişirmek amacıyla çamurdan yapılan ve üzerinde döküm ocak kısmı bulunan geleneksel Peçka sobalar kullanılmakta idi.
Bir zamanların masalsı köyünü andıran Kula Köyü, çavdar saplı çatılı evleri nedeniyle 2006-2012 yılları arasından birçok fotoğrafçının uğrak merkezi oldu. Bu nedenle bir dönem Türk Hava Yollarının Skylife Dergisine de konu olan Kula Köyünün Kırklareli Valiliği’nin öncülüğünde yapılacak bir proje kapsamında adını son zamanlarda sıkça duyduğumuz başarılı Kadın Muhtarı Aliye Kanlıkılıç tarafından turizme kazandırılması düşünülmeli ve bir an önce harekete geçilmesi düşünülmelidir.
[1] Panayot Madjarov, “Doğu Trakya'da Bulgar Köy Listesi” http://www.kroraina.com/knigi/giliev/pm3/pm_4.html, (16.11.2011), s. 54.
[2] https://tr.linkedin.com/pulse/trak-evleri-can-ayd%C4%B1n-albatros-gezgin