Somut olmayan kültürel miras taşıyıcı olarak araştırmalarıma devam etmekteyim.
22 Mart yeni çalışma yılının başlangıcı olarak belirlenmiştir. Tabi ki bu durumu kırsalda oturanlar ile tarımla uğraşanlar iyi bilirler. Bu gün çok ama çok önemli bir başlangıcın başlamasıyla bazı ürünler bu takvime ekilir dikilir.
Sene seneden 10 gün önce gelir. Bu hesap ay takvimine göre hesaplanır. Eski takvim ile yeni takvim arasında 13 gün fark vardır. Yani eski takvim geriden yürür.
Bu kutlamalara katılım çok olacağı için en güzel bir yer seçilir. Yani bayram yeridir. Herkes burada toplanır. Kırklareli de Mart Dokuzu – İlkyaz - Kırklar Bayramı adlarıyla bilinen kutlamalar 22 Mart gününde yapıla gelmiştir.
O gün kırlardan kırk çeşit bilinen şifalı otlar, çiçekler toplanır, kaynatılarak suyu ile banyo yapılır. Vücut yüzeyinde ve tende arazlı yerlerin tedavi edildiğine inanılır. Halkça bilinen bazı ot ve çiçekleri kaynatarak suyunu da içerler.
Bu kutlamalar uzun sürdüğü için, Kırklareli de kırklardan kalma çok önemli bir görgü var ki bu gün için yemekler, yiyecekler hazırlanır. Yenilir, içilir, eğlenilir. Bu eğlencenin bir güzel tarafı da yakıştırma(mani) yarışmaları yapılır. “İğnenin Yıldızı” adlı kitabımızın Niyet Küpü başlıklı bölümünde anlattığımız gibi eğlenceler gün boyu devam eder.
Bu gün pişirilen yemek ve yiyeceklerden GARİP PAYI ayrılır. Garip payını yemeye gelen olmazsa yörenin kanaat önderi tarafın dan yaşlılara yoksullara ulaştırmaya çalışılır. Bu düşünce her tür hareketin üstündedir. Bu kültür Anadolu ile tam örtüşür.
KIŞ DOKSANI
Trakya ve Balkanlarda “Kış Doksanı” Kasımdan sonraki 90.gün, 5 Şubatta kış ortası diye küçük aileler arasında eğlenceler düzenlenerek kutlamalar yapılır.
BAĞCILAR GÜNÜ
Kasımdan sonraki 99. Gün Bağcılar Günü olarak kutlanır. Bu kutlama 14 Şubat’a denk gelmekte olup, aynı gün Sevgililer Günü’dür.
ARICILAR GÜNÜ
Bağcılar gününden bir gün sonrasıdır. Yani Kasımdan sonraki 100. Gündür. Bugün için hava güneşli ve durgun ise yazın çok bereketli geçeceğine inanılır. Bu gün çiftçiler birbirlerine küçük şakalarla “Yüz sabanı düz” denir. Peşinden gelen 110.gün gelince de “Yüz on tarlaya kon” eğlencelerle bağlılık ve ilişkiler devam eder gider.
GÜNLER İLE İLGİLİ HALK İNANÇLARI
Balkanlarda halk evvelce haftanın günlerini uğurlu, uğursuz ve de ne uğurlu, nede uğursuz diye ayırırlardı. Her hangi bir işe uğurlu günlerde başlanır. Uğursuz günlerde işe başlanmazdı.
Pazartesi: Halk bazı yörelerde hayırlı, uğurlu gün olarak sayar. Her işe pazartesi ilk gün başlama, kız isteme, nikâh, yemek davetleri, geze, çamaşır yıkama, ev temizliği, ev tamiratları, inşaata başlama yapılır.
Salı: Halk ne uğurlu ne de uğursuz gün sayar ve hiçbir işe başlangıç yapmaz. Ancak yarım işlere devam edilir. Yeni başlanan işin uzayacağına inanılır. Düğünler birkaç gün süreceği için bu gün başlatılabilir.
Çarşamba: Halk uğursuz saymıştır çamaşır yıkanmaz. Çamaşır yıkanmaz, sıva tamiratı yapılmaz. Süpürge, traş olunmaz, tırnak kesilmez. Ev temizliği yapılır. Genel olarak pazarlar çarşamba ya da Cuma günleri Pazar kurulduğu için alış verişleri ile basit küçük işler yapılır.
Perşembe: Halk Perşembe günlerini uğurlu saymıştır. Her işe o gün başlamak isterler. Atalarda öyle görmüştür. Kimse ni böyledir sorusunu asla sormuyor. Planlamalar perşembe günü hazırlanırsa, hem kolay, hem de çabuk biter derler. Pazartesi ve Perşembe hayır işleri, nişan, mevlit, gelin alma ve çocuk sevindir vs işlerin yapıldığı gündür.
Cuma: Halk hayırlı gün saymıştır. Cuma günlerinde düğün başlatılabilir. Fırın kızdırılmaz, Çamaşır yıkanmaz (üç cuma üst üste çamaşır yıkan kişi vefat eder derlerdi). Çocuğunu kaybetmiş anneler Cuma günü dikiş dikmez, hatta su ibriğinin dibi delineceğine inanılır.
Cumartesi: Halk(Pazar tatili) en uğursuz gün olduğuna inanır. O gün yapılan işten hiçbir hayır gelmez denir. Kötü bir söz (domuzların bile tüyünü dökmediği gün) söylenmiştir. Cumartesi günleri devam edegelen işler yapılır.
Pazar: (Halk Eski Pazar) Ne uğurlu ne de uğursuzdur. Bu gün yeni işe başlanılmaz. Devam eden işlere devam edilir. Gelin almaya, kız istemeye gidilebilir. Haftanın diğer günleri gibidir. Kaynak Kişi: Hasan Karaca (Dede)/Beyci Köyü – Kofçaz.
Genel olarak bakınca, şu günlerde iş yapılmaz; Gök ayının çarşambası geçmeden tohum ekilmez. Hıdırellez günü iş yapılmaz. O gün tüm giysiler güneşe çıkarılarak güneş altında bekletilir ve sonra akşama doğru toplanır. Bu durum evdeki haşaratın yapacağı zararları önlemek amacıyla yapılır. Bir şiirimi sizlerle paylaşmak isterim. ”Sözgelimi:Sayfa:19
Yalçın Kayalar
(Gazel)
Menhirler-dikitler-sarkıtlar, birer ara kat düşü,
Doğal hareket eder, ikamet sormaz renk cümbüşü…
Keneleri bile, ilk ürküten o titreşim ile
Dibe doğru merdivenlerden inerken, o ses ile…
Bu yolculukta sanki her hücreden, soğuk su damlar
Taşların gülüşüne saklanmış, nice uğrular var…
Yalçın kayalar yorgun ve dilsiz yolculara bakar
O yoldan geçenler arasında, tanıdık dost arar…
Üstte, kanat çırpıp dolaşır demir ayaklı melek
Ah yangına, sıcak bir veda, bir şiir, bir de yürek…
Genlerimi mühürler, içime aktığında her şiir
Sormaz kimseye, can evimde volkan gibi devinir…
Kim kalmış ki bu dünyada, ben de görüp gidiciyim
“Kul Ermiş” kimliği bir andaç bakır renkli duvara
Sen de bir şiir dinle ki doysun şu dipsiz mağara…
12. 07. 2008
Dupnisa Mağarası
Kırklareli
Menhir: Tarih öncesi zamanlardan kalma dikili tek parça sütun biçiminde taş anıt.